Feral Sunar // Allianz Türkiye - Çevik Koç
Hepimiz biliyoruz ki iletişim sadece çeviklik açısından değil, tüm iş hayatı ve özel hayatımız açısından üzerinde en çok durulması gereken meziyet. Çoğu zaman kendi tuzağımıza düşüyor ve tavsiye vermeye koyuluyoruz. Halbuki, daha çok dinleyip daha az konuşmak, insanların ne dediklerini, ihtiyaçlarını anlamak için elzem. Koçluk Alışkanlığı: Daha Az Konuşun, Daha Çok Soru Sorun ve Liderlik Yönteminizi Sonsuza Kadar Değiştirin kitabından cebimize koyacağımız çok şey var.
Bir soru: “Gecenin bir vakti, iki çocuğunuz gelmiş ve sizden bir portakal istiyor. Buzdolabını açıyorsunuz. O da ne? Dolapta sadece tek bir portakal var. Dışarıdan sipariş verme şansınız da yok. Ne yapardınız?”
Çevik takımlarda yaptığımız çalışmalarda bu soruya gelen cevaplar türlü türlü: “Tek kaldığı için kendim yerim; çocuklara portakal kalmamış derim; portakalı ikiye bölüp çocuklara bölüştürürüm; biri zaten portakal sevmez ona vermem…”
Her türlü cevap var da “portakalı neden istediklerini sorarım” diyen pek çıkmaz. Halbuki çocuklara sorulsa, belki biri portakalın kabuklarını rendeleyip kek içine atmak isterken, diğeri portakalı yemek istediğini söyleyecek ve sorun kalmayacak… Beynimiz biraz tembel çünkü; enerji tasarrufu yapıyor. Böyle bir durumla karşılaştığında ise var olan çözümler arasından en tanıdığını seçip yoluna devam ediyor. Oysa tanıdığı seçeneklerden, önceki deneyimlerden, önyargılardan ve varsayımlardan sıyrılıp merak duygusuyla bir soru sorulsa bir anda seçenekler, çözümler artacak.
Hayatı Değiştiren Sorular Sormak | HEY! Allianz (heyallianz.com.tr) yazımda soruların gücünden bahsetmiş; iş hayatında ve günlük hayatta kullanılabilecek soru örneklerini eklemiştim. Soru sormak hayatımızda fark yaratan bir beceri iken “daha çok soru” sormalı diyen Dünyanın en tanınmış iş koçlarından Michael Bungay Stanier’in yazdığı “The Coaching Habit: Say Less, Ask More, & Change the Way you Lead Forever” kitabı ufuk açan güzel bir kaynak.
Kitabın en sevdiğim yönü çevik koç olduktan sonra farklı eğitim, kitap, konuşma veya seminerlerde karşılaştığım, not aldığım, uyguladığım ve hatta yazdığım birçok konuyu derleyip tek bir akış içinde vermiş olması.
Gelelim kitaptan aldığım hepimize faydalı olacak kısımlara:
Etkili bir iletişim günümüzde kritik bir meziyet. İçgüdüsel olarak tavsiye verme dürtümüz ise bu meziyetin önündeki kocaman bir engel. :) Merak ve soru sorma kültürü de bunun panzehiri.
İşyerinde yanınıza gelip konuşmak isteyen bir takım arkadaşınız ile verimli konuşmalar yapmaya yardımcı olacak, dinleme kasımızı güçlendirecek 7 temel cümle “sorulmaya” hazır halde aşağıda:
- Başlangıç sorusu: Aklında ne var? (What’s on your mind?)
Güçlü ve etkili bir başlangıç yapmaya yardımcı olacak o ilk soru. Her iki tarafı da memnun etmeyen gereksiz bir sohbeti önler. Havadan sudan konuşup ayrılmak zorunda kalmanızı engeller.
- Devam sorusu: Peki, başka? (And what else?)
Daha derin düşünmeye iten en basit soru. Seçenekleri artırır; konuşmanın hemen başında takım arkadaşınıza bir tavsiye verme dürtünüzü ortadan kaldırır.
- Odaklanma sorusu: Burada senin için gerçek zorluk ne? (What’s the real challenge here for you?)
Karşınızdakine, o anda kendisi için gerçek zorluğun ne olduğunu düşündürten odaklı bir soru. Kişiyi gerçek sorunu anlamaya, tanımlamaya yönlendirir ve sorunu tam olarak netleştirmeden karşıdakine tavsiye verme dürtüsünü geciktirir.
- Temel sorusu: Sen ne istiyorsun? (What do you want?)
Karşınızdakinin asıl ihtiyacının ne olduğunu duymayı sağlayan temel soru. İhtiyaç her zaman konuşmanın en başında duyduklarınız olmayabilir.
- Tembel soru: Ben nasıl yardımcı olabilirim? (How can I help?)
Baştaki 4 soruyu sormuş ve merakla dinlemişseniz; artık nasıl yardımcı olabileceğinizi soracağınız an gelmiştir. Alacağı cevaptan korkanlar bu soruyu sormaktan kaçınabilir. Onlar için de Evet ve Hayır Cevaplarının Özüne Bakma Yılı | HEY! Allianz (heyallianz.com.tr) yazısındaki “hayır repertuarı” bölümünü okumalarını öneririm.
- Stratejik soru: Eğer buna evet diyorsan, neye hayır diyorsun? (If you are saying “yes” to this, what are you saying “no” to?)
“Evet” derken “hayır” demiş olabileceğimiz şeyleri düşündürtme sorusu. Her seçimin bir vazgeçiş olduğunu anlatan yukarıda bahsettiğim aynı yazıya bakabilirsiniz.
- Öğrenme sorusu: Senin için bu konuşmada en faydalı olan şey neydi? (What was most useful for you?)
Konuşmanın etkisini artıran, toparlayıcı son soru.
Bu soruların katkısı belli bir akışta, takım arkadaşlarınızla yapacağınız sohbetler sadece daha iyi bir lider veya daha iyi bir takım arkadaşı olmakla ilgili değil; etrafınızdaki insanlarla gerçek, faydalı bağlar kurmakla da ilgili.
Burada yazdıklarımdan çok daha fazlasını kitapta bulabilirsiniz; şimdiden keyifli okumalar…
Yazardan not: Bağ kurmak demişken yakında bu konuyu da kaleme almayı düşünüyorum, şimdilik görüşmek üzere…
Ufak bir not: Bu konu hakkında merak ettiklerini sormak için buraya tıklayarak bize ulaşabilirsin.
Yorumlar