Feral Sunar // Allianz Türkiye - Çevik Koç
Daha önce gündelik işleri iyi bir planlamayla ufak, anlaşılabilir ve anlamlı parçalara ayırarak evde de “Çevik” olabileceğimizden bahsetmiştik. “Günlük hayatta agile olmak” yazısından sonra yeni bir konuyla karşınızdayım: HEY!’in olmazsa olmazları ritüeller de özel yaşamınızın bir parçası olabilir.
“Yok canım daha neler; evde de ‘retro’ yapacak değilim herhalde” dediğinizi duydum bile.
Ama ben anlattıkça göreceksiniz ki günlük koşturmaca içine çeviklik entegre edilebiliyor.
Bir haftamdan kısaca bahsedeyim ve nasıl yapmışım göstereyim.
Çevik çalışmaya aşina olanlar bilir: 3-9 kişilik çevik takımlar “sprint” koşar, sprintler de 2-4 hafta arasında değişir.
Evdeki sprintler için farklı bir süre kurgulamak lazım tabii. Hafta sonu 2 günlük, hafta içi de 5 günlük sprint koşuyorum evde.
Hafta sonu sprintinde takım kalabalık; çünkü biri henüz bebek, biri ilkokulda olmak üzere iki çocuğumuz da “takım üyesi”. Cuma akşamı başlayan sprint pazar akşamı çocuklar yatar yatmaz bitiyor.
Planlamayı cuma akşamı beraber yapıyoruz. En zorlandığımız bölüm oğlanın okul ve evle ilgili sorumlulukları için alması gereken “user story”lerin yazılması. Sonradan kaytarma olmasın diye tüm okuldan verilen ödevleri “kanban board”a yazdırıyoruz. Ödevler bittikçe oğlan üzerini çiziyor. Sırf beyaz tahta üstünde yazılı ödevin üstünü çizme motivasyonuyla ödevleri apar topar bitirme hali için bile denemeye değer bu yazma işi.

Sprint 2 günlük, ilk gün “planlama” ve planlama günü de “daily” olmayacağından pazar günü tek bir daily ile sprint bitiyor. O daily’de de cumartesi bitmesi gereken hiçbir ödevin tamamlanmadığını dinliyoruz oğlandan. Daily nedir derseniz, işlerin üzerinden geçtiğimiz 15 dakikalık ayakta bir buluşma. Bizim daily pazar gününe denk geldiği için pek ayakta olamıyor. Genelde kahvaltı masasında konuşuyoruz maalesef.
Genellikle biten işlerin üzerinden geçtiğimiz sprintin son günü ve hatta son dakikalarındaki “review” toplantısında, bir sonraki sprint de bol “done”lı geçsin diye oğlanı tamamladığı her ödev için bol bol alkışlıyoruz.
Sprinti bitiren son ritüel retro pazar gecesi uyku için oğlana kitap okurken gerçekleşiyor. En sevdiğim retro sorusu: “Bu hafta sonu neyi yapmayı çok sevdin”.
“Neyi yapmaktan hiç hoşlanmadın” sorusunuysa cevabını tahmin ettiğimden sormak istemiyorum açıkçası.
Neden ödevlerin son dakikaya bırakıldığı, bazen de bitirilemediği, odanın neden toplanamadığı, 3 tane diye söz verilmişken neden sadece 1 kitap okunduğu gibi konular üzerinden konuşup ebeveyn olmanın da avantajıyla 3 kitap okumadan ekran süresinin açılmayacağı gibi bazı kritik aksiyonları da belirleyip retroyu bitiriyoruz.
Retroda belirlediğimiz aksiyonları düşününce sanırım çevik çalışma metoduna yakınlaşamadığımız tek konu “hiyerarşi” meselesi. Ebeveyn olarak hiyerarşik kalıyoruz galiba. Bunu da hallettik mi “çevik takımlar”dan bir farkımız kalmayacak aslında.
Hafta sonu tamam, peki hafta içi?
Hafta içi sprint daha uzun: Pazar gecesinden cuma gecesine kadar sürüyor. 2 kişilik küçük bir takım. Hafta içi sprintlerinde en kritik konu ritüeller sırasında çocukların yatmış olması. Yoksa ne planlama biter, ne review, ne de retroda konuştuklarımızı hatırlarız. Hafta içi tempolu geçtiğinden grooming’e hiç gerek yok. Bir sonraki sprint yapılacak işleri düşünmek çok da mümkün değil pandemi ebeveynleri için.
Bu sprintin daily’leri gece olur. Gece olunca da cevapladığımız sorular biraz değişiyor: Bugün ne yaptım? Yarın ne yapacağım? Önümde bir engelim var mı?
Daily biter bitmez mutfaktaki eksikleri mahalle marketine yazarız; giyecek kıyafet bittiyse hızlı bir yıkama/kurutma operasyonu yürütürüz; takvimi açıp ertesi gün mutlaka eşimle paylaştığımız ve bitirmemiz gereken işleri küçük not kağıtlarına yazarız; evdeki çalışma masamızın arkasındaki duvarda asılı “kanban board”a yapıştırırız. Sprint boyunca işler bittikçe kağıtları yırtıp atmak harika bir his bu arada.
Sprintin son günündeki review toplantımızda bitirdiğimiz işlerin üzerinden geçip o haftayı da tamamladığımız için birbirimizi kutlarız. Retro’ya hiç enerjimiz kalmaz.
Kıssadan Hisse: Değişime açık, yenilikleri denemekten korkmayan insanlar, iş hayatlarında deneyimledikleri HEY!’in içinde, günlük yaşantılarına adapte edebilecekleri faydalı bir kısım mutlaka bulur. Bu bazen çocuğuyla birlikte hafta sonunun nasıl geçtiğini değerlendirdiği bir retro seansı olur, bazen de eşiyle bir planlama ve işleri önceliklendirme toplantısı...
Ufak bir not: Bu konu hakkında merak ettiklerini sormak için buraya tıklayarak bize ulaşabilirsin.
Yorumlar