Feral Sunar // Allianz Türkiye - Çevik Koç
Gidiş yolu aynı olduğu sürece ulaştığınız nokta pek farklı olmuyor. Sorduğunuz sorular aynı olunca da cevaplar değişmiyor. O yüzden arada bir soruları değiştirmekte yarar var.
Neden ‘daily’ sırasında kameralar açılmıyor?
Neden ‘retro’ seanslarında ‘acımasızca’ şeffaf olunamıyor?
Neden ‘sprint planning’ toplantıları uzadıkça uzuyor ama arzu edilen sonuç sağlanamıyor?
Listeyi bu tip sorularla uzatabilirim.
Neden sorusu sebebin kökenine inmek için sorgulamayı derinleştiriyor ama aklıma takılıyor: Bu beni, bazen ‘yeteri kadar açık’ bir gerçeği görüp hızla çözüme gitmekten alıkoyuyor, yavaşlatıyor olabilir mi?
Bu konuda yaşadığım ‘aydınlanma’ya sebep olan olayı anlatayım.
HEY! takımlarımızın işlerini takip ettikleri platform olan Jira’nın kullanımıyla ilgili detaylı bir eğitim almadım. Deneyerek öğrendim. Hep bir bilene sorarak da işi ilerlettim.
Çevik dönüşümünü gerçekleştirdiğimiz support takımlara da kapsamlı bir Jira eğitimi vermek yerine birinci sprintlerinden önce, işlerine yarayacak kısımlara odaklandığımız kısa bir aktarım yaptık.
Sprint sırasında yaşadıkları problemleri de birebir konuşarak, yazışarak sahada çözdük, hâlâ ihtiyaç halinde çözüyoruz.
İlk başta en sık karşılaştığım problem ‘cancel’ olmuş “kullanıcı hikayeleri”ydi. Jira’da girilmiş bir “kullanıcı hikayesi” “to do”dan ‘done’a ‘in progress’ alanına uğramadan çekildiği için işler hep ‘cancel’ olmuş gözüküyor; bu yüzden de sprint performansı doğru hesaplanamıyordu.
Ben nerede yanlış yaptım?
Bu problemi yaşadığım her takımda, takıma e-postayla bilgi verdim: ‘Daily’lerinde anlattım. Buna rağmen her sprint en az bir kez aynı problemle karşılaşıyordum. Her karşılaşmada da kendime sorduğum ilk soru. ‘Neden işleri cancel oluyor?’
Cevap da “E-postalarını okumadılar ya da ‘daily’de beni yeterince dinlemediler/anlamadılar herhalde.”
Yani malumun ilamı!
Cevap bu olunca da hiç düşünmeden refleks olarak aksiyon standart:. Tekrar mail at, tekrar ‘daily’de bahset. Yani kısırdöngü!
Sanırım bahsettiğim aydınlanmayı üçüncü kez aynı e-postayı aynı takıma hatırlatma olarak göndermek üzereyken yaşadım.
Bilinçsizce kendime ‘neden’ sorusunu soruyordum ama ‘nasıl’ı hep kaçırıyordum. ‘Neden’i azaltıp ‘Nasıl’a geçişim o gün başladı.
Kontrolün karşı tarafın değil tamamen benim elimde olduğunu hissettim o an.
Bu olayda da sorum bir anda “Neden işleri cancel oluyor” yerine “Nasıl işleri önce ‘in progress’e çektiririm?” oldu.
Jira’yı bir sprint başında bir de sonunda açmasalar sorun çözülecekti sanki. Öyle de oldu. ‘Daily’lerinde Jira üzerinden işlerini konuşmaya başlayan takımlarda bir daha böyle bir problemle hiç karşılaşmadım.
Bu deneyimden sonra pek çok sorum doğal akışında “Neden ... oluyor?”dan “Nasıl ... yapabilirim”e evrildi.
“Neden kameralar açılmıyor?” yerine “Nasıl bir değişiklik kameraların açılmasına yardımcı olur?” diye sordum.
“Neden çapraz iş alınmıyor” yerine “Nasıl bir ortam oluşursa çapraz iş alma kapasitesi, hevesi artar takımın” gibi sorulara yöneldim.
Kıssadan Hisse:
Daha az ‘neden’ daha çok ‘nasıl’ sorusunu sorarak çözümsüz olduğunu düşündüğümüz, kangren olmuş bazı konuları bir anda çözmüş olmak fikri biraz inanılmaz geldi değil mi?
Bence en az bir kez deneyin ve değişimi hissedin. Belki çözüm sadece soru kalıplarını değiştirerek doğru soruları sormaktadır.
Ufak bir not: Bu konu hakkında merak ettiklerini sormak için buraya tıklayarak bize ulaşabilirsin.
Yorumlar