Arif Aytekin // Allianz Türkiye - İcra Kurulu Başkan Yardımcısı
Bütün dünyanın, alışılagelmiş çalışma düzeninin altüst olduğu günlerin üzerinden bir yıl geçti.
Deyim yerindeyse tüm dünya bir gecede ofissiz kaldı, çarpıcı dönüşüm her şeyi kökünden değiştirdi.
Allianz olarak COVID-19 sonrası oluşan bu yeni düzene ilk günden adapte olduk ve herhangi bir noktada sorun yaşamadan çalışmamızı sürdürüyoruz.
Bu gibi olağan dışı durumlara bile anında cevap verip başarılı olmamızın altında yatan çeşitli nedenler var. Değişime ayak uydurabilme becerimiz buradaki kilit faktör.
Buna ek olarak, bu kasımızı kuvvetlendirmemize yarayan çevik çalışma metodu HEY! sayesinde de 4 yılda önemli aşamalar kaydettik, kaydetmeye devam ediyoruz.
Ve şimdi görüyoruz ki HEY! dönüşümü böyle zor günlere bizi öngördüğümüzden daha iyi hazırlamış.
Yıldız maç kazandırır, takım oyunu şampiyonluk
Bu dönüşümü basketboldan yola çıkarak anlatabilirim. NBA’de bir maçta ortalama 103 hücum yaşanıyor. 24 saniyelik hakkınız olan hücumda, elinizdeki oyuncularla, en iyi hücum ya da en iyi savunmayı ortaya koymak için mücadele ediyorsunuz. Her durum için hazırlıklı olmalı, rakibinizin tüm hamlelerine gerekli karşılığı vermelisiniz. Ancak o şekilde kazanan taraf olabilirsiniz.
Takım sporlarında yıldız oyuncunuz bazen şapkadan tavşan çıkarıp size unutulmaz galibiyetler getirebilir ama bu sürdürülebilir olmaz. Ancak takım halinde yapacaklarınız sizi mutlu sona ulaştırabilir.
Bu noktada Michael Jordan’a pası atalım. Diyor ki, “Yetenek maç kazandırır ama takım oyunu ve akıl size şampiyonluk getirir.”
Çevik çalışma ile farklı disiplinlerden uzmanlar bir araya geldi, birbirlerini tamamlayarak ortak hedefe doğru ilerlemeye başladılar.
HEY! sayesinde takım sporlarının en önemli unsuru olan “Takım Kimyası” yakalandı ve takımdaki tüm oyuncuların oyunda etkili olduğu, rolleri paylaştığı, yardımlaştığı ve sürekli başarı elde ettiği bir seviyeye ulaşıldı.
Allianz olarak, solo sanatçı performanslarından, bir orkestra ahengiyle hareket eder hale geldik.
HEY! sonrası, artık adeta bir orkestraya dönüşen basketbol takımımız, her hücum için elinde planı olan, karşılaşacağı her zorluk için hazır şekilde bekleyen, her değişimin üstesinden gelebilecek noktaya ulaştı.
Ve ortaya ayakta alkışlanacak bir takım çıktı.
Yaşanan HEY! değişimi kabaca böyle özetlenebilir.
Ama sadece bir yıldız oyuncuyu alıp takıma dahil etmekle olacak bir iş değil bu.
Bunun kültürel bir dönüşümle desteklenmesi gerekir ki sürekliliği olsun.
Kültürel dönüşümün ise tepeden dikte edilen değil herkes tarafından benimsenen, böylelikle içselleştirilen bir süreç olması çok önemli.
Allianz’da hayata geçirdiğimiz Kültür Dönüşüm Programı, bizim her alanda kendimizi kuvvetlendirmemize, işimizi daha iyi yapmamıza olanak sağladı.
Yola çıkarken, bu dönüşümün güçlü kaslarımızdan beslenmesi gerektiğini biliyorduk. Hemen ardından çalışmaya koyulduk ve güçlü olduğumuz alanlar ile güçlenmemiz gereken kısımları saptadık.
Böylelikle “Allianz’lının 7 tutkusu” ortaya çıktı ve tüm şirkete yayıldı.
Sahiplenme, iş birliği, performans, büyük düşünme, bilgi paylaşımı, geri bildirim ve takdir, bizim 7 tutkumuz ve rehberimiz oldu.
Artık Allianz’da planlanan ya da gerçekleştirilen her işte bu 7 tutku mutlaka yer alıyor. Tüm süreçler sorunsuz ilerliyor; ahenkle ve tutkuyla hareket eden takıma geçiş de böyle tamamlanıyor.
Allianz’da iyiden mükemmele, sonu olmayan yolculuğumuz da hep daha iyisini hedefleyerek ilerliyor. Ve bunun için her saniyenin değerini bilerek tutkuyla çalışıyoruz.
Ufak bir not: Çevik çalışma metodu hakkında deneyimlerini paylaşmak ve merak ettiklerini sormak için buraya tıklayarak bize ulaşabilirsin.
Yorumlar